Pelister Millî Parkı, Makedonya’nın güneybatısında, Prespa ve Pelagonya ovaları arasında yer alan ve Baba Dağı’nın görkemli güzelliğiyle öne çıkan gerçek bir doğa incisidir. 1948 yılında ülkenin ilk millî parkı olarak ilan edilen Pelister, 17.150 hektarlık bir alanı kapsar ve Makedonya’nın en değerli doğal bölgelerinden biri olarak kabul edilir.
Pelister’e özel değer kazandıran en önemli unsur, beş iğneli çam olan molika (Pinus peuce) ormanlarıdır. Nadir ve endemik bir tür olan molika, 1839 yılında Avusturyalı botanikçi August Grisebach tarafından keşfedilmiştir. Makedon çamı olarak da bilinen bu ağaç, hem Pelister Millî Parkı’nın hem de Baba Dağı’nın simgesidir; parkta yaşı 200 yılı aşan molika ağaçları bulunmaktadır.
İdari olarak millî park, Bitola (Manastır) ve Resen belediyelerinin sınırları içinde yer alır. Park sınırları içerisindeki tek yerleşim ise, doğal dokusunu koruyan dağ köyü Malovište’dir. Pelister Zirvesi (2.601 m), Baba Dağı’nın ve Makedonya’nın üçüncü en yüksek zirvesi olup, çoğu zaman tüm Baba Dağı için kullanılan bir ad olmasının yanı sıra Bitola (Manastır) şehriyle de özdeşleşmiştir.
Pelister aynı zamanda zengin biyolojik çeşitliliğiyle dikkat çeker: parkta 88 odunsu bitki türü, 91 kuş türü, 35 memeli, 10 amfibi ve 15 sürüngen türü tespit edilmiştir. Pelister adının kökenine dair halk arasında iki yaygın görüş vardır: biri “petlister” (beş iğneli çam) kelimesinden geldiği, diğeri ise beyazımsı gri kayalık alanları çağrıştıran Yunanca peristeri (güvercin) sözcüğünden türediğidir.
Pelister Gölleri
Baba Dağı’nın yamaçlarında, tamamı buzul sonrası dönemde oluşmuş sekiz dağ gölü incelenmiştir: üçü sürekli, üçü mevsimsel ve ikisi geçicidir. Bunlar arasında en ünlü olanlar, birbirinden yaklaşık iki kilometre uzaklıkta bulunan “Pelister’in Gözleri” olarak bilinen Büyük Göl ve Küçük Göl’dür. Bu göller, hem ziyaretçilerin hem de Bitola (Manastır) halkının en sevdiği gezi noktalarındandır. Kristal berraklığındaki sularında Pelister dere alabalığı (Salmo trutta peristericus) ve Pelagonya dere alabalığı (Salmo trutta pelagonicus) gibi nadir ve endemik türler yaşar.
Yerel bir efsaneye göre Pelister Gölleri, aynı gence âşık olan iki kız kardeşin gözyaşlarından oluşmuştur. Bu efsane, Pelister’in doğal güzelliğine romantik ve gizemli bir anlam katar. Günümüzde Pelister, doğaseverler, dağcılar ve huzur, temiz hava ile el değmemiş doğayı arayan herkes için ideal bir destinasyondur.
Konum
Fotoğraf Galerisi
