Pelagonya Ovası’ndaki insan yaşamına dair en eski izler Neolitik Çağ’a kadar uzanır. Veluşina–Porodin kültürü, bölgedeki en erken kültürel katmanı temsil eder. Veluşina, Porodin ve Berantsi arkeolojik alanlarında elde edilen buluntular, Kalkolitik, Tunç ve Demir Çağları boyunca kesintisiz yerleşimi kanıtlamaktadır. MÖ 349 yılında kurulan antik Herakleia Lyncestis kenti, bölgenin Makedon-Helenistik ve Roma dönemlerindeki önemini doğrulamaktadır.
yüzyılda, antik Herakleia’nın sönüşünden sonra bu topraklara Slav kabileleri yerleşmiştir. Bu dönemde Bitolj adlı yeni bir yerleşim oluşmuş, günümüzdeki Bitola adı da buradan türemiştir. Orta Çağ’da şehir, özellikle Çar Samuil ve onun halefleri döneminde önemli bir imparatorluk ve dini merkez olmuştur.

1382/83 yılından itibaren Bitola Osmanlı egemenliğine girmiş ve Manastır (Monastir) adıyla tanınmıştır. Stratejik konumu sayesinde önemli bir askerî-idari ve ticari merkez hâline gelmiştir. Şehirde Makedonlar, Türkler, Yahudiler, Ulahlar ve Arnavutlar birlikte yaşamış, bu durum zengin bir çokkültürlü ortam yaratmıştır. Çarşısı, camileri, bedesteni ve eski mahalleleri günümüzde de bu dönemin ruhunu yansıtmaktadır.

yüzyılda Bitola büyük bir gelişme yaşamış ve çok sayıda Avrupa diplomatik temsilciliğine ev sahipliği yaparak “konsoloslar şehri” olarak ün kazanmıştır. Bu dönemde Avrupa görünümü kazanmış, “piyanolar şehri” ve “en çok övülen şehir” gibi unvanlarla anılmıştır.

yüzyılda Bitola; Balkan Savaşları, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları gibi çalkantılı tarihsel süreçlerden geçmiş, büyük yıkımlar yaşamış ancak güçlü bir direniş ruhu sergilemiştir. 1944 yılından sonra çağdaş Makedon devletinin bir parçası olarak gelişimini sürdürmüştür.


Günümüzde Bitola; zengin kültürel mirası, ayırt edici mimarisi, canlı çarşısı ve geçmiş ile modern yaşamın her adımda buluştuğu özgün atmosferiyle öne çıkan bir şehirdir.




Çiftlik: NI Enstitüsü ve müzesi Bitola, makedonya / ailenin kurtarılanı Спростран Viyana’da клавирот satın alıyorsunuz-Bitola Tarihi, makedonya




